KFK Uçtan Uca Dijital Hizmet Verecek Bir Kefalet Şirketi Olarak Tasarlandı

13 MART 2024

Katılım Finans Kefalet Genel Müdürü Ömer Karakuş ile KFK'nın, ortaya çıkışı ve kuruluşunun katılım bankacılığı ekosistemine sunacağı katkıları konuştuk. Öncelikle kefalet şirketlerinin temel amacı nedir ve hangi faaliyet...



Katılım Finans Kefalet Genel Müdürü Ömer Karakuş ile KFK'nın, ortaya çıkışı ve kuruluşunun katılım bankacılığı ekosistemine sunacağı katkıları konuştuk.

Öncelikle kefalet şirketlerinin temel amacı nedir ve hangi faaliyet alanlarına odaklanmaktadırlar?

Hoş geldiniz, ziyaretiniz için teşekkür ederim.

Kefalet şirketlerinin temel amacı, yeterli teminatları üretme imkanı olmadığı için krediye ulaşmakta zorluk çeken firmalara destek olarak ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamaktır. Bu destek özellikle yeterli öz kaynağa sahip olmadıkları için finansmana erişimi sağlamak zorunda olan küçük ve orta ölçekli işletmeler için son derece önemlidir. Bankalar firmaların kredi taleplerini belirli düzeye kadar karşılarken kredi talepleri büyüdükçe risklerini azaltmak için müşterilerinden teminat talep ederler. Ancak bu işletmelerin büyük bir kısmı istenen teminat şartlarını sağlamakta zorluk çekerler. Bu durumda, kefalet şirketleri devreye girerek, bu işletmelere kefil olur ve ihtiyaç duydukları finansal desteğe ulaşabilmelerini kolaylaştırırlar.

 

Kuruluş aşamasında yaşanan süreçler ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın destekleriyle ilgili bilgi verebilir misiniz?

Ülkemizde bu amaçla daha önce kurulmuş şirketler vardı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisinin hazırladığı strateji raporunda Katılım Finans ekosisteminin geliştirilmesine özel bir atıfta bulunulması, diğer taraftan Türkiye Katılım Bankaları Birliği Danışma Kurulu’nun Katılım Bankacılığı prensiplerine göre hareket etmek isteyen müşterilerin ihtiyaçlarına cevap vermek için münhasır bir Kefalet şirketi kurulması gerektiği yönünde yönlendirmesi şirketimizin kuruluşunu hızlandırıcı bir faktör olmuştur.

TKBB süreci hızlandırmak adına inisiyatif alarak harekete geçmiş ve geçtiğimiz yılın ilk aylarında kuruluş çalışmalarını başlatmıştır. Halen HMB Bakan Yardımcısı görevinde bulunan Sayın Osman Çelik Bey o dönem Vakıf Katılım Bankası Genel Müdürü sıfatı ile TKBB’nin Yönetim Kurulu Başkanıydı. Kendisinin ve TKBB Genel Sekreteri Sayın İsmail Vural Bey’in kuruluş çalışmalarına yapmış oldukları katkılar çok değerliydi. HMB’nin de sahiplenmesi ile süreç hızla ilerledi ve 29 Mart 2023 tarihinde şirketimiz tescil edilerek faaliyetlerine başlamış oldu.

Benim sürece dahil olmam şirket kuruluş çalışmalarının ilk dönemine rastlamaktadır. Profesyonel hayata adımı attığım ilk işyerim olan Kuveyt Türk Katılım Bankası'nda 33 yıl çalıştım. Çalışma hayatım boyunca krediler, pazarlama, ürün geliştirme gibi farklı alanlarda farklı pozisyonlarda görevler yaptım. Mühendis kökenli olmam hasebiyle çalışma hayatım boyunca birçok altyapı geliştirme, süreç iyileştirme ve organizasyon işleriyle görevlendirildim. Özellikle son dönemde kredi işlemlerinde analitik karar destek sistemleri üzerinde çalıştım ve Kuveyt Türk'teki altyapı projelerinde aktif rol aldım. Özgeçmişim uygun bulunmuş olacak ki TKBB’nin teklifi ve HMB onayı ile 2023 Şubat ayı sonunda şirketi kurmak üzere görevlendirildim.

Kefalet şirketleri kefalet risklerini başlıca iki kaynağa dayanarak üstlenirler. Bunlardan birincisi ortakların şirkete koymuş oldukları özkaynaklar, diğeri ve daha önemlisi ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sağladığı kaynaklardır. HMB desteği, oluşturduğu kredi hacminin büyüklüğü nedeniyle Kefalet şirketleri açısından büyük önemi haizdir. Esasen kefalet şirketlerinin değerini ve önemini arttıran en önemli unsur da budur.

HMB ekonomiyi yönetirken farklı teşvik mekanizmaları kullanır. Bunlardan bir kısmını doğrudan kendisi sağladığı gibi bazen de aracılar kullanabilir. Kefalet sistemi de bu yöntemlerden birisidir. Kefalet şirketleri esasen devletin sağlamış olduğu bu teşviğin doğru muhataplara ve uygun şekilde ulaşmasını sağlayan süreci yöneten şirketlerdir.

Bu kefaletten istifade edebilmek için bazı şartlar var mı?

Elbette. Bu büyük bir imkân ama devlet, tazmin riskini üstlendiği için firmalardan belirli şartları yerine getirmelerini istiyor. Mesela, vergi borcu olan, borç ödeme kabiliyeti azalmış veya geçmişte iflas etmiş firma ve ortaklarına karşı devlet de ihtiyatlı yaklaşıyor. Gerçekte ödeme gücü bulunan ancak gereken teminat şartlarını sağlayamadığı için krediye ulaşım sorunu yaşayan firmalara destek oluyor. Diğer taraftan kredinin vadesi, kullanım amacı, faaliyet gösterilen sektör, firma büyüklüğü ve benzeri şartlar da öne sürüyor. Yani bu teşviği seçili sektörlerdeki ve bölgelerdeki firmalara, yine belirli şartlara haiz olmaları halinde sağlıyor.

KFK'nın ortaya çıkmasının temel nedenleri nelerdir ve hangi sorunları çözmek için oluşturuldu?

Kefalet şirketleri sağladıkları kefalet  imkanlarından faydalanabilmeleri için bankaların ortak olmalarını talep etmektedirler. Bu nedenle Katılım Bankaları müşterilerini bu hizmetten faydalandırabilmek için KGF ve İGE’ye ortak olmak zorunda kaldılar. Bu durum, ortağı oldukları bu şirketlerin katılım bankacılığı prensiplerine göre uygun olmayan kredilere de kefil olmaları nedeniyle TKBB Danışma Kurulunca uygun bulunmamış ve münhasır bir kefalet şirketi kurulması gerektiği yönünde görüş belirtilmişti. Danışma Kurulu Kararları bağlayıcı olduğundan TKBB Yönetim Kurulunda bu husus görüşülerek yeni bir kefalet şirketinin kurulması yönünde karar alındı. Bu şekilde Katılım Finans Ekosistemi içerisinde önemli bir boşluk doldurulmuş oldu.

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın KFK ya ortak olma süreci hakkında bilgi verir misiniz?

TKBB Genel Sekreteri İsmail Vural Bey, bakanlığın başlatmış olduğu finansal mimari ve altyapıların iyileştirilmesi kapsamında önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nurettin Nebati Bey’e TKBB’nin gündemi ve ihtiyaçları ile alakalı sorusu üzerine kurma kararı aldıkları KFK A.Ş.’den bahsediyor. Bakanımız konuya ilgi gösteriyor ve Bakanlık olarak şirkete ortak olmak istediklerini ifade ediyor. Bakanlığın bu kararı sürecin daha da hızlanması sağlıyor.

Genel Müdür belirlendikten sonra, TKBB merkezinde şirkete tahsis edilen küçük bir ofiste kuruluş çalışmalarına başlandı ve bir ay gibi kısa bir sürede şirket kuruluşu tamamlandı. 29 Mart 2023 tarihinde  kurulan şirket, katılım bankalarının tamamının ortak olduğu ilk şirket olma özelliğine sahip. Bizim açımızdan gurur verici olan bu durumun Katılım Finans Sektöründe yeni birliktelikler ve ortak projeler için öncü olması en büyük arzumuzdur.

KFK'nın kuruluş süreci sonrasında yaşanan gelişmeler ve ortaklık yapısındaki değişiklikler hakkında daha fazla detay verir misiniz?

Şirket kuruluşu akabinde hızla gerekli kadroların tamamlanması için harekete geçildi. Bir taraftan da kefalet süreçlerinin yönetimi için gerekli altyapı çalışmalarına ağırlık verildi. Hızlı hareket etmemiz gerekiyordu; çünkü KFK’nın kurulması ile Katılım Bankaları diğer kefalet şirketlerindeki ortaklıklarını sonlandırıp, müşterilerinin kefalet ihtiyaçlarını KFK üzerinden sağlamak zorundaydılar.

Yoğun bir gayretle, kuruluştan tam dört ay sonra öz kaynaklarımızdan ilk kefaletimizi vermeye muvaffak olduk hamdolsun. Tabii ki halen mükemmel bir altyapıya sahip olduğumuzu söyleyemeyiz. Ama yaptığımız geliştirmelerle her geçen gün daha güvenli, daha kullanışlı ve kullanıcı dostu altyapıya sahip olma yolunda hızla ilerliyoruz. 

Biliyorsunuz Türkiye’de dijital bankacılık alanında lisans alan ilk bankalar Hayat Katılım ve TOM Bank olmuştur. Her iki katılım bankası altyapı çalışmalarını tamamlayıp faaliyete başlar başlamaz KFK ile ortaklık görüşmelerine başlanmıştır. KFK’nın kuruluşunda aktif rol alan ve şirkette %6 hissesi olan TKBB, hisselerini bu iki dijital bankaya eşit oranda devrederederek ortaklıktan ayrılmıştır. Dijital bankaların iş akış süreçlerinin konvansiyonel bankalardan farklı olması nedeniyle sistem altyapımızı bu yeni ihtiyaçlara cevap verecek şekilde uyarlamamız gerekiyor.

Yeni ortaklık yapısı ile şirketimizin hisselerinin %96’sı Katılım Bankalarına ve %4’ü HMB’ye ait oldu. Diğer kefalet şirketlerinin aksine KFK’da ana sermayedarlar Katılım Bankaları oluyor. Bir anlamda Katılım Bankaları KFK’nın hem patronu hem de müşterisi oluyor.

Dijital katılım bankalarının kefalet sistemine ihtiyacından bahseder misiniz?

Şimdi dijital katılım bankaları, bütün işlemlerini uçtan uca dijital olarak gerçekleştirmek zorunda oldukları için kefalet sistemine en çok ihtiyaç duyan kurumlar aslında. Teminat olarak dijital kanallardan gayrimenkul ipoteği alabiliyorlar ama müşteri çekleri veya benzer diğer teminatları almak için hukuki altyapı henüz hazır değil. Bu nedenle, kullandırılan fonların teminat alıtına alınabilmesi açısından KFK’nın sağlayacağı kefaletler dijital katılım bankaları için kritik bir önem taşıyor.

Tabi sürecin uçtan uca dijital kanallardan ilerleyebilmesi için hem Dijital Katılım Bankaları tarafında hem de KFK tarafında altyapılarda yapılması gereken bazı uyarlamalar olacak. Mesela Dijital Katılım Bankaları, şubeleri olmadığı için veri girişini diğer katılım bankalarının yaptığı gibi şube personeli kanalıyla değil, doğrudan müşterinin kendisinin gireceği bir arayüz üzerinden yaptırmak zorundalar. Tabi bu durum KFK altyapısında bir takım güvenlik ve kontrol unsurlarının arttırılmasını gerektiriyor. Bu konuda işbirliği yaparak hem iş akışını kolaylaştıracak hem de gerekli kontrol noktalarını belirleyerek süreci güvenli hale getirmek için neler geliştirilebileceği üzerinde çalışacağız.

Dijital bankacılığın tüzel müşterilere etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aslında ülkemizde ve dünyada Bireysel Bankacılıkta dijitalleşme önemli bir mesafe katetti. Hesap açma, mevduat ilişkileri ve basit kredi ilişkilerinin kurulması gibi işlemler büyük ölçüde uçtan uca dijitalleşti.  Ancak, tüzel tarafta dijitalleşme henüz olması beklenen düzeyde değil, olgunlaşma aşamasında. Şubeli bankalarda maliyetleri azaltmak için hızlı ve yerinde hizmet vermek adına tüzel müşterilerin ihtiyaçlarına uçtan uca dijital kanallardan cevap verecek çözümler üzerinde çalışılırken, dijital bankaların devreye girmesi ile bu konu daha da hızlandı ve önem kazandı. Geleceğin gereksinimine uygun olarak KFK da uçtan uca dijital hizmet verecek bir kefalet şirketi olarak tasarlandı.

 

KFK'nın hedef kitlesi ve dijitalleşme süreci hakkında bilgi verebilir misiniz?

Hedef kitlemiz öncelikle KOBİ'lerdir. Büyük şirketler gerek finansal yapılarının gücü ile gerekse teminat üretebilme kapasiteleri ile krediye ulaşımda KOBİ’lere göre avantajlı durumdalar. Ancak, bankaların kredi tahsisleri esnasında, küçük işletmelerin yıllar bazında tutarlı verilerine daha zor ulaşılması ve bir çoğunun gereken teminat şartlarını sağlayamaması nedeniyle ihtiyatlı olmalarını gerektiriyor. Bu da KOBİ’lerin finansmana erişimlerini zorlaştırıyor. Katılım Finans Kefalet olarak, KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için kurulduk ve uçtan uca dijital bir kefalet şirketi olma amacı taşıyoruz. Şu an kefalet tahsis süreçlerimizde arzu edilen otomasyon seviyesine henüz ulaşamadık.. Ancak gerekli entegrasyonları ve altyapı çalışmalarını tamamlayıp yıl sonuna kadar KFKS altyapımıza halen üzerinde çalıştığımız karar destek sistemimizi entegre etmeyi hedefliyoruz.

Yapay zeka tabanlı karar destek sistemleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Zaten amacımız bu. Kefalet tahsis süreçlerini mümkün olduğunca objektif kriterlerle yürütmek. Bankalar kullandıkları "oto tahsis" olarak adlandırılan modeller nedeniyle müşteri memnuniyetsizlikleri ve müşteri kayıpları yaşadılar. Bu nedenle artık gerektiğinde nihai kararı kullanıcıya bırakan, yaptığı hatalardan öğrenen ve kendini geliştiren karar destek sistemlerini (KDS) kullanmayı tercih ediyorlar. Yapay zekâ tabanlı bu modeller, kararların büyük çoğunluğunu kendileri almakla birlikte “gri alan” olarak tabir edilen bazı kararları kullanıcıya bırakır. Kullanıcı, makinenin önerisini inceleyip kendi görüşü doğrultusunda karar verir. Bu son dokunuş müşteri memnuniyetsizliklerini ve kayıplarını en aza indiren bir uygulamadır.

KFK kefalet alt yapısı hakkında bilgi verir misiniz?

Şirket olarak tamamen bize özel bir kefalet altyapısı kuruyoruz. Tasarım ve yazılım bize özel. İşe başlarken paydaşlarımız ile toplantılar yaparak fikirlerini aldık. Yazılımımızı onların da görüşlerini dikkate alarak tasarladık.

Daha önce de ifade ettiğim gibi KFK olarak öz kaynaklarımızdan kefalet vermeye başladık. Şu anda, aramıza yeni katılan dijital bankalar dışında kefalet kullanmayan bir ortağımız yok. Hazine kaynaklarını kullanabilmemiz için ise HMB tarafından belirlenen asgari şartları karşılamamız gerekiyor. Oldukça yüksek standarda sahip bu taleplerin çok büyük bir kısmını yerine getirdik ve HMB ile protokolümüzü yaptık. Kısa sürede kapatılacak küçük bazı eksikliklerimizi tamamladığımızda HMB kaynaklarından da kefalet vermeye başlayabileceğiz. 

Devlet tarafından verilen teşvik ve hibe programları hakkında bilgi veriri misiniz? KFK paket içeriklerini paylaşabilir misiniz?

Devlet gerekli durumlarda, dönemsel stratejilerine uygun seçili sektör ve firmalara teşvikler veriyor. Örneğin güncel hazine paketleri ihracatçı ve yatırım yapan firmalara yönelik hazırlandı. Ayrıca deprem bölgesinde faaliyet gösteren firmalara yönelik ilave teşvikler var.

KFK olarak bizim özkaynaklarımıza dayalı açıklanmış ve devam eden 3 kefalet paketimiz var. Bunlardan birisi işletme giderlerinin finansmanına yönelik, diğer ikisi ise ekonomi yönetimimizin güncel politikalarına paralel olarak ihracatçı firmalara ve yatırım yapan firmalara yönelik düzenlendi. 

Paketlerinizin belirlenme sürecinden bahseder misiniz?

İlk olarak firmaların işletme giderlerinin finansmanına yönelik bir pilot paket açıkladık. Mart Ayı sonunda süresi dolacak olan bu paketin kazandırdığı tecrübeler ile altyapımızı gözden geçirdikten sonra ihracatçı ve yatırımcı firmalara yönelik iki ayrı paket daha açıkladık. Son iki kefalet paketimizi HMB’nin ekonomi programına paralel olarak seçili sektörlere hitap edecek şekilde düzenledik. Kısmetse yakın zamanda özkaynaklara dayalı daha büyük bir kefalet paketi duyuracağız. Bu paket ile “sürdürebilirlik” teması özelinde işletme finansmanına yönelik kefalet sağlayarak firmaların ihtiyaç duydukları finansman kaynaklarına erişimine destek olacağız.

Önümüzdeki dönemde KOSGEB ve EXIMBANK ile iş birliktelikleri yapmak adına çalışmalarımız olacak. Ayrıca yurt içi ve yurt dışı kaynaklı özel amaçlı fonlardan istifade etme imkanlarını değerlendiriyoruz.

Ekonomik süreç ve önümüzdeki seçim hakkında ne düşünüyorsunuz?

Enflasyon ile mücadele temel odak noktası olduğu için ekonomi soğutulmaya çalışılıyor. Ancak şuna inanıyorum ki önümüzdeki günlerde firmaların kredi ihtiyaçları artarak devam edecek. Enflasyonist ortamda firmaların işletme maliyetleri ve buna bağlı olarak finansman ihtiyaçları artıyor ancak teminat verebilme kabiliyetleri azalıyor. Bir kısım firmalar bugüne kadar yedek akçeleriyle süreci yürütebildiler ama eninde sonunda maliyetleri oldukça yüksek olsa da yabancı kaynaklara yönelmeleri gerekecek. Diğer taraftan tahsilat sorunu yaşayan firmaların bilançolarında bozulmalar görebiliriz. Bu ise finansmana erişimi daha da zorlaştıracak. İşte bu nedenle önümüzdeki dönemde kefalet taleplerinde artış yaşanacağını düşünüyorum. 

Katılım Bankalarının bir yanda kendi aralarındaki rekabet diğer yandan da ortak böyle bir şirket kurmaları ayrıca takdire şayan.

Gerçekten öyle. KFK tüm Katılım Bankalarının ortak olduğu ilk işletme. Bu durum bize gurur vermesinin yanında bazı sorumluluklar da yüklüyor. Önümüzdeki dönemde b

Bu sorumluluğun bilincinde olarak ortaklarımız arasında rekabeti dengeleyerek yönetiyoruz. Ortaklarımızın ihtiyaçlarını dikkate alarak paketler açıklıyor ve sermayeyi emanet gibi görüyoruz. Bu bizim için çok önemli. En büyük avantajımız katılım bankalarının neredeyse tümünden istihdam ettiğimiz çalışanların olmasıdır diyebilirim. Doğal olarak bu durum bize tüm katılım bankalarının kültüründen izler taşımaktadır. Sonuç olarak tüm katılım bankalarının kültürlerinden esinlenerek KFK'nın kendi benzersiz yapısını oluşturuyoruz. Amacımız paydaşlarımıza benzersiz bir hizmet standardı ile en iyi müşteri deneyimini yaşatabilmek.

Aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkür ederim. Şirketinizin Katılım Finans Sektörü için hayırlı olmasını diliyorum.

Röportaj: Mustafa Özkan